PES, FIFA ve Oyun Kolları


pro evolution soccer 2015Popüler video oyunlarının en sevilenlerinden futbol maçlarının öncüleri olan PES ve FIFA. Zaman zaman birbirlerinden popülerlik yarışından öne geçselerde, ikisi de gerek oyun motorlarından yaptıkları yeniliklerle gerekse grafiklerdeki üstün performanslar ile futbol severler için eğlenceli oyunlar gerçekleştirmeye devam ediyorlar.
feel the gameSon zamanlarda futbolcuların üstüne sensörler yerleştirilerek hem vuruşlar, hem de düşmeler için ayrı motorlar hazırlanması oyunların hem kalitesinde hem göz zevkinde ekstra iyileşmeler yarattı. Fifa 2015 oyununun detaylı incelemesini de ayrıca başka yazımda aktarıcağım.

Bu video oyunlarına ilk Fifa 96 ile başladığımızda PC'de oynamak için tek seçeneğimiz vardı o da klavye, bir kaç kişi aynı anda oynamak için klavyenin farklı ucunda 4 yön tuşu ve 4 vuruş tuşundan ibaretti. Yıllar geçtikçe oyun kolları piyasa çıkmaya başladıkça önce 4 yön 4 vuruş tuşunun yanında 2 ek tuş ile daha rahat oynama düşünülmüştü.
Logitech markasının son senelerde çıkarttığı F310 ve F710 oyun kollarını denediğimde eski kollarla arasında çok bariz farklar olduğu ve kaliteli bir oyun oynayabilmek için gerekli olduklarını söylemem lazım. Oyun sadece eski kollardaki gibi 4 yön tuşu 4 vuruş ve 2 ek tuşla oynanabilecek oyunlar değil. Oyunlara çalım ve teknik detaylar verildikçe bunu sağlayabilecek kolların da üretilmesi ve kullanılması gerekti.Diğer oyun kollarından en bariz farklarını sırayla sayarsak;
Analog yönleri kullananlar için devrim niteliğinde, eski oyun kollarında sadece 4 yöne hareket ettirilebildiği ve 4 yöne şut ve pas atılabildiği halde, Logitech'in yeni oyun kollarının analog yönlerinde bu sayı ciddi oranda artırılarak ara yönlerin arasını bile kullanabilmenizi ve daha ince hareket edebilmenizi sağlamış.Diğer önemli özellik ise kalite. Çok daha uzun süreler sağlamlığını kaybetmeyen yeni nesil oyun kolları toplam süreye bakıldığında satış fiyatını kesinlikle hak ediyor.

Elektrikli Otomobiller

bmw i3BMW İ3 - Tamamen elektirikli ve hem elektrik hem benzinle çalışan iki farklı üretimi olan yeni nesil elektrikli araçların başında gelen bu model genel olarak aile arabası isteyen kullanıcılara yönelik lüks sınıf elektrikli otomobil olarak ortaya çıkıyor. Sadece elektrikli kullanımda şehir içinde ortalama 130-160km arasında yol katedebilen araç 125A'lik hızlı şarjı 30 dakikanın altında 80%'ini dolduruyor, aynı kapasiteyi 16A'lik şarjda ise 6-8 saat arasında dolduruyor.
bmw i8BMW İ8 - Hem elektrik hem benzinle çalışan bir model olarak üretimi olan bmw i8 spor araç kullanıcılara yönelik lüks sınıf elektrikli otomobil olarak ortaya çıkıyor. Sadece elektrikli kullanımda şehir içinde ortalama 25-35km arasında yol katedebilen araç yakıt tüketimi olarak da 2,5lt/100km gibi çok düşük değerlere sahip. 16A'lik şarjı 2 saatin altında doldurması ve 100km/s hıza 4.4saniyede çıkması aracın diğer özellikleri arasında. Detaylı teknik bilgiyi bu adreste bulabilirsiniz.
 toyota miraiToyota Mirai - Toyota'nın Avrupa'nın bazı ülkelerine 2015'de satışa başlayacağı, ABD'ye ise 2016'da satacağı yeni nesil elektrikli aracı gücünü sadece hidrojen enerjisinden alması ve sedan sınıfı bir araç olmasıyla merakla beklenen araçlar arasında. 153 beygir, 247 tork ve 5 dakikada tam dolum yapabilme özelliğinin yanı sıra, tam dolu kapasiteyle yaklaşık 480 km yol yapabileceği açıklandı. Yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel olan hidrojen dolum istasyonları konusunda da Kaliforniya eyaletinde çalışmalar 2015 ve 2016 yıllarında hızlanması planlanıyor.


Akvaryum halleri

amazon bitikisi
Akvaryumumdaki balıkların bir dönem yoğun bir şekilde ölmesinden sonra bir süre hiç balık almamaya karar verdim ve bir kaç canlı bitki ile renklendirip bu sırada da akvaryum suyunun kendine gelmesini bekledim. Dip suyu çekimini belli aralıklarla yaparak suyu temizleyerek balıklara zarar veren bakterileri temizlemeye çalıştım.
cüce vatoz
 Daha sonra aldığım cüce vatozlar epey büyüyüp erginleştiklerinde artık suyun düzeldiğini düşünerek yavaş yavaş balık almaya karar verdim fakat biraz da vatozların rahat bir şekilde yaşamaları için çok da acele etmedim. Ne zaman ki vatozların akvaryumda stressiz bir şekilde artık rahat yüzdüklerini görünce artık yeni arkadaşlara rahat uyum sağlayacaklarını düşündüm.
melek balığıCanlı doğuran cinsi olan Molilerden bir çift aldım. Sonra da bunlarla uyumlu yaşayabileceklerini söyledikleri Melek balıklarından bir çift aldım. söyledikleri gibi birlikte uyum içinde yaşayabiliyorlar. Melekler çok hızlı ve atik balıklar olmalarının yanında aynı zamanda çok da zarif ve narin görünümlü balıklar. Dişi Molinin hamile olduğunu gördüğümde biraz düşündüm acaba Melekler yavruları yer mi diye ama diğer balıklara karşı pek saldırgan görmediğim  için bir sorun olmayacağını düşündüm.

moli yavrularıBen gene de tedbiri elden bırakmayıp hamile Moli'yi doğumun yaklaştığını düşündüğüm gün yavruluğa aldım, iyi ki almışım çünkü o gece 10 tane yavru doğdu :)
Biraz büyüdüklerinde ana akvaryuma taşıdım fakat Melek balıklarının çok yoğun ve hızlı saldırılarını görünce yavruları hemen toplamayı düşündüm, ama sonra Melek balığını akvaryumdan çıkarttım ve yakın arkadaşıma hediye ettim. Şuan yavru moliler özgürce yüzüyor ve büyüyorlar, Melek balığını da arada ziyaret ediyorum onun da keyfi yerinde...

Hey gidi "Cesur Yeni Dünya"

cesur yeni dünya
Distopya türünün en önemli eserlerinden biri olan bu kitap, hem yazım diliyle bir roman havasında okunurken aynı zamanda distopik kurgusu sizi değerlendirmeye ve düşünmeye sevkediyor.

Olası gelecek kurgularından en olumsuzunu düşünebilme yarışına girişmiş olan yazarlar olarak değerlendirdiğim tür olan distopik roman türünde bana göre en önemli olan şey kurgudaki bütünsellik ve kurgunun gerçeğe yakınlığıdır.

Bu alanlardan değerlendirdiğimde çok yakın olmayan bir geleceği kurgularken kullanılan aletlerin ve makinelerin tanımlamalarında fütüristik öğeleri görememek bu kitabın eksik yanıydı. Genel anlamda bütünsellik ve roman dilindeki özgünlük okuma zevki verebilen ve okuyucuyu düşünmeye yönelten bir kitap olarak dikkate değer bir kitaptır.

Tüfek, Mikrop ve Çelik - Jared Diamond

tüfek, mikrop ve çelik
Arka kapağında okuduğum: "Neden Avrupalılar Amerika'yı keşfetti de Amerikalılar Avrupa'yı keşfetmedi?" sorusuna yanıt vermeye çalışan Fizyoloji profesörü Jared Diamond'un insanlık tarihinin gelişimi, süreçleri ve toplumların birbirleriyle olan ilişkilerini yazdığı, bunları açıklamaya yardımcı olan tarihin içinde toplumların gelişmesine etken olan tarım, birlikte mücadele ve yönetimsel yaşam, teknolojik gelişimlerin kökeni, hastalıkların ve salgınların toplumların birbirine karşı nasıl üstünlük kazanmasını sağladığını, hayvancılıktaki ve tarımdaki farklılıkları, insanların yaşadıkları bölgenin toplumu geliştirmesi veya yok etmesinin nedenlerini ayrıntılı şekilde incelemeye ve okuyucu bizlere aktarmaya çalışmıştır.
Toplumların bugünkü gelişmişlik düzeylerinin ve farklılıklarının temellerini öğrendikçe bugünü anlayışımızdaki değişimi, toplumların kendi çıkarları için tarih boyunca diğer toplumların hassasiyet ve geleneklerini nasıl kendi çıkarları doğrultusunda kullandıklarını görünce de bugünün dünyasında birey ve toplum olarak daha iyi duruma gelmek için neler yapmamız gerektiğini düşündüren bir kitap.
Akademik araştırma ve değerlendirme sonucu çıkartılan bu kitabı Tübitak Popüler Bilim Kitapları tarafından basılmış ve bizlere sunulmuş.

Kitabı internetten almak için: Tübitak

Alışveriş mantığı ve hatalı uygulamalar

alışveriş
Yakın zamanda farklı tarz kurşun kalem ararken karşılaştığım ve bir kaç modelini beğenip en son versatil modellerden birini alarak denediğim markadır kendileri. Markanın geçmişi veya özellikleriyle ilgili yazmayacağım sadece edindiğim deneyimi sizlerle paylaşmak istedim. Bunu okuyan hem tüketicilere, hem de eğer okurlarsa markaya da bilgi niteliği taşımasını isterim.

Öncelikle ürün alım sürecinden bahsetmek istiyorum; istediğim modeli internette görmeme rağmen piyasada bulamadım. Çeşitli satış noktalarına gitmeme rağmen sonuç alamayınca ürünü internette aradım, marka internette yazılanlara cevap veren bir temsilci çalıştırdığını öğrenince kendisine durumla ilgili mail attım. Ürün üretimde değilse başka modelinizi alacağım üretimdeyse alabileceğim yerleri söyleyebilirler mi öğrenmek istedim.

Bana üretimde olduğunu ve D&R mağzasından istediğimde onların kendilerinden alarak bana satışını gerçekleştirebileceğini bildirdi. Buraya kadar herşey normal ve iyi düzeyde ilerledi. D&R mağzaları bu ürünü yaklaşık 2 ayda getirtemedi. Üretim mi yok, satış mı yok ne olduğu hakkında herhangi bir bilgi vermediler. Ürün stoklarında yok ve gelmedi. Olmayabilir. Fakat bu durum üretici firmanın üretim ve tedarik kısmında müşteriye doğru bilgi yansıtamadığını gösteriyor.

İstediğim ürün 0.5mm mat siyah versatil kalem. Neyse bu olmayınca 2.0 mm mat siyahını aldım D&R mağzasından aldım. Ürünü 15 gün kadar kullandıktan sonra ürünün özellikle yazarken tutulan bölgesinde soyulmalar farkettim ve siyah kalemin altından altın sarısı renkle karşılaşmaya şaşırdım. Firmaya mail ile bildirdim, fakat ürün alırken cevap veren mail adresi cevap vermedi. "Bu sorun sizin kullanmanızdan kaynaklanmış olabilir" diye bile cevap verse daha memnun olurdum ama herhangi bir cevap gelmedi.

Olayı şikayetvar.com da yazdım firmaya iletildi ama gene ses seda yok. Kalem çantamda durduğu için diğer kalemler veya metallerle çarparak soyulma olmuş olabilir diyebilirler. Bir mantık yürütmedir derim. Fakat gene de bu kadar kısa süre içinde darbeyle bile olsa boyanın soyulması boyanın kaliteli olmadığını gösteriyor. Bundan da ötesi markanın ürününe sahip çıkıp inceleyelim demesi gerekirken, değiştirelim demiyorum dikkat ederseniz, inceleyelim sorun üretimdeyse değiştiririz demesi gerekirken, cevap bile vermemesi kötü bir durum.

Bu durumla karşılaştırmak istediğim bir konu var, 2 sene önce Tayvan'dan akvaryumum için aldığım canlı bitki kargoda geç geldiği için solduklarını fotoğraflayıp adamlara mail atmamın ardından tamamen bedelsiz olarak yeni bitki göndermeleri, bunun yanında kendi ülkemin bir markası ürünü satmadan önce stoğundan bihaber olması ve sattıktan sonra ürünle ilgili sorun konusunda cevap vermeye tenezzül etmemesi bana "Biz neden dünya çapında bu kadar az markamız var" sorusunun cevabını veriyor. Bir marka olmanın sadece yıllık satış miktarı ve cirodan ibaret olmadığını öğrenmemiz gerekli.

Çanta taşıyan erkekler!

çanta taşıyan erkeklerSon dönemlerde sıkça gördüğüm, gördükçe de "bu nedir böyle ya" dediğim güruhtur kendileri. Tabi ki herkesin kendi tercihi fakat bana uymuyor arkadaş. Özellikle avmlerde gezerken sıkça rastlanılan bu yeni nesil insanlar sevgilisinin/eşinin çantasını çeşitli şekillerde (omzunda, elinde, bileğinde,...) taşıyarak dolaşıyor.

Sevgilisinin taşıyamayacağı kadar ağır veya değerli mi acaba o çantalar? Onu yanlarında taşımak mı zorundalar? bilemiyorum ama çok çirkin bir görüntü olduğu kesin.

Bir gün bir annenin oğluna çantasını taşıttığını gördüğümde artık yeter dedim. Genç daha yeni ergenlik döneminde. Yanlış anlaşılmasın burda taşımaktan bahsettiğim iki dakika tutmak değil. AVM içersinde bu çantayla dolaşmak. Kişilik oluşumunun hangi yaşta olduğunu bilmiyorum ama bir annenin oğluna asla
yapmaması gereken bir hareket olduğundan eminim.

Bir erkek her zaman kibar, centilmen olmalı ama bu hareket bunların hiçbirine giremiyor. Olmuyor yakışmıyor. Dinleyene, anlayana...

Eskiyen elektronik ürünlere nereye??

eski elektronik ürünler
Teknolojinin hızlanarak ilerlemesine bağlı olarak tüm dünyada elektronik ürünlerin hızlı bir şekilde yenilenmesi ve eskilerin bir yığın halinde çöpü boylaması başlamıştır. Hepimizin evinde bir çok eski mouse veya adaptör vardır. Ya evin içinde bi yerlerde atıl bir biçimde çürümeye terk edilmiştir ya da zaten çöpü boylamıştır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2013 yılında elektronik ve elektrikli ürünlerde Atıkların Geri Dönüşümü uygulaması başlatmış. Firmalara sattıkları ürünlerin yarısına kadar piyasadaki eski ürünleri toplama zorunluluğu getiren uygulama, ev ve işyerlerindeki eski ve kullanılmayan ürünlerin parayla satın alınmasına imkan sağlayacak.
Bu uygulamadan bir çok kişinin veya firmanın haberi olmadığı için şuan hala eskiyen elektrikli ve elektronik ürünler çöplere atılıyor. Elektronik ürünlerin yapımında kullanılan bakır, demir ve nadir de olsa kullanılan altın gibi değerli madenlerin geri dönüşümde maddi olarak ciddi bir kazanım yaratacağı gerçeğini toplum olarak kavramamız ve eskiyen ürünleri satın alan firmalara bedeli karşılığı satmanın yanı sıra para alamasak da bu ürünleri çöpe atmak yerine büyük elektronik mağzalarda bulunan elektronik çöp kutularına atarak geri dönüşüme ve milli servetimizin gelişimine katkıda bulunmak zorundayız.

Ülke ekonomisinin kazanacağı her bir lira için paramızın değerindeki bir kuruşluk artış hepimizin cebindeki paranın değerini artıracak. Daha bilinçli ve daha duyarlı vatandaşlar olarak hepimizin kazancı için ufak şeylerde biraz dikkat etmemizin yeterli olacağını bilmemiz gerek.