Piramitler hakkında ilginç bilgiler - 1

- Herbiri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir. Ve bu taşları temin edebilecek en yakın mesafe yüzlerce km. uzaklıktadır.

- Piramit kimin adıyla yapıldıysa, onun mumyasının bulunduğu odaya, yılda iki kez güneş girmektedir. Doğduğu gün, tahta geçtiği gün.

- Mumyalarda radyoaktif madde buşunduğundan: mumyaları ilk kez bulan 12 bilimadamı kanserden ölmüştür.

- Piramitlerin içinde, ultrasound radar, sonar gibi cihazlar çalışmaktadır.

- Kirletilmiş suyu birkaç gün piramitin içinde bekletirsek, suyu arıtılmış olarak buluruz.

- Süt, birkaç gün süreyle bozulmadan kalır ve sonunda yoğurt olur.

- Bitkiler, piramitin içinde daha çabuk büyürler.

- Piramit içine bırakılan su, 5 hafta süre ile bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir.

- Çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku neşretmeden piramit içinde mumyalaşır.

- Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyük bir piramitin içinde daha çabuk iyileşme gösterir.

Netbook larda usb sorununa süper çözüm - Infinite USB

Özellikle netbook gibi küçük diz üstü bilgisayarlarda sorun olan usb port sıkıntısı Çinli Çinli Gonglue Jiang tarafından çözüleceğe benziyor. peşi sıra takılabilecek bu usb lerler sınır ortadan kalkacak gibi görünsede kablonun ucunda da usb dağıtıcı olması gerekir diye düşünmekteyim yoksa ne anlamı var değil mi :)

 Ürünün şuan için sadece bir prototip olması da ayrı bir dezavantaj. piyasaya çıktığı zaman daha ayrıntılı görme ve değerlendirme imkanımız olacak :)

40'ı çıkması? nerden geliyor?

40'ı çıkması olayı nedir? ne değildir? insanlarımız bunları araştırmış mıdır? bunu ilk söyleyen hoca veya ilk uygulayan kimdir? Türk kültüründen mi gelmektedir yoksa Müslüman gerekliliği midir?

İkiside değil. Bu topraklarda çok eskilerden beri uygulanan bir gelenek olmasına rağmen ne Türk geleneğidir, ne de Müslüman gereklerindendir. Anadolunun eski sakinlerinden olan Yunanlılar ölülerini kireç kuyularına gömerlermiş ve bu kuyuların özelliği de normal kazılmış mezarların içine kireç koyulmasından ibaretmiş. Peki neden 40 gün sorusunun da bu gelenekte mantıklı bir cevabı da var. Tam 40ıncı günde kireç ölü bedeninin bütün vüüdunun etlerini eritmiş bitirmiş oluyormuş. Ve yakınları ölü bedeninin etlerinin yok olması nedeniyle bir tören daha düzenlerlermiş.

40'ını çıkarmak olarak bilinen bu uygulama burdan çıkıp bugünlere gelmiştir. Tabi ki zaman içerisinde toplumlar arası etkileşimlerde olayları veya uygulamaları her toplum kendine göre uyarlayıp değiştirerek kullanmakta.

13 sayısı neden uğursuz?

Hristiyan inancına göre uğursuz kabul edilen 13 sayısının nerden geldiğini ele almak gerektiğini düşünmekteyim. nedir bu 13?

Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesine neden olan havarilerinden birinin onun yerini bildirmesi olayını gerçekleştiren havarinin hz. İsa'nın 13. havarisi olduğu bilinen bir gerçektir. O yüzdendir ki hristiyanlar 13. leri sevmeyip, hatta bu numarayı hiçbiryerde kullanmak istemezler. Korkarlar.  Ve Ayrıca da Hz. İsa'nın öldürülmesine neden olduğu için de sevmezler bu sayıyı.

Bitmiş Pilleri çöpe atmayalım

Bitmiş pillerin çöpe atılmasıyla çöpün temizlenmeden doğaya gömülmesi doğamızın kirlenmesine yol açmakla birlikte, konu bitmiş piller olunca bu kirliliğin yanına bir de tehlike ekleniyor. 

Genel olarak herkes bitmiş pillerini ya camdan dışarı fırlatır ya da çöpe atar. Tabi bunun tehlikesi ve doğaya verdiği zararları bilinmediği için bu hareketin yanlışlığını o atan insanlara yüklememiz yanlış olur. Ama ülkemizde son dönemde bunun etkileri anlatmak ve pilleri özel bir kutuda topalamayı amaçlayan afişler görülmeye başladı.

Ve hatta Ankara'da Çankaya Belediyesi araçlarında gördüğüm arkasında "Atık pil toplama kutusu" bulunan bisikletvari araçlarla da her mahalleye gidip toplamak düşünülmüştür.

Bizde bu güzel ülkemizi hem pisletmemek için hem de doğayı bu zararlı etkilerden kurtarmak için atık pillerimizi süpermarketlerin çoğunda bulunan "Atık Pil Toplama Kutusuna" atalım ve daha güzel ve daha sağlıklı bir doğada yaşayalım.

THK - Maket uçak kursu

model uçak kursuTHK tarafından her yılın çeşitli dönemlerinde düzenlenen çeşitli seviyelerde maket uçak kursları bir çok gence uçak veya maket uçak sevgisini aşılamaktadır. Ben de bu kurslardan birine katılmış biri olarak maket uçak yapma konusundaki ilgim daha da arttı. Geçen günlerde THK nın bahçelide ki ofisinden bir adet balsa ağacından kesilmiş maket uçak satın aldım. Eve gelip açtığım ilk anda gerçekten çok şaşırdığımı belirtmek isterim sebebi ise kursta yaptığımız sadece uçağın kanadıymış :) bu aldığım ise bütün bir uçak yani gövde kuyruk ve kanatların hepsini birebir plandan okuyarak balsa ağacını keserek (tabi en az sarfiyata dikkat etmek gerekiyor zira sonunda çok az arttı) kendini oluşturuyorsunuz. Eğlenceli olduğu kadar beceri ve dikkat de gerektiren bu uğraş bittiği zaman güzel bir anı oluyor. Ve insan el yapımı ürünlerin kıymetini bir kez daha anlıyor :)

KARGO

A hey hey hey... herşey bu sözler ve bu müzikle başladı. Şairin elinde... Arabik fahişe... Renklerin içinde... Ateş ve Su... Öyle Sarhoş Olsam ki...



İlk aldığım Türkçe Rock kasetti, aldığım yılı hatırlamasam da şarkılarını hala arasıra anımsarım. Kasetin adı : "Yalnızlık Mevsimi" defalarca dinlemişimdir eski walkmanimde bu kaseti hatta ara sıra servisle okula giderken serviste çaldırırdım ama kısa sürerdi tabi herkes anlamıyor bu müziği. Kaset kapağından tutun da içinde ki tasarımlara sözlerden müziklere bence hala güzel hala dinlenilesi bir kaset olarak saklamaktayım. Özellikle şarkı adı belirtmeyeceğim çünkü benim için bu kasetteki bütün şarkılar çok güzeldi.





Ardından gelen "Sen bir Meleksin" kasediyle biraz tarz değişimi olmuştu ama içinde gene çok güzel değerli şarkılar olan bir albümdü. Arada bazı şarkılardaki keman sesi çok hoş olsa da bi önceli kasetine oranla biraz o sert isyankar havasını kaybetmişti. Değişmişti KARGO.




Daha sonraları grubun dağılıp birleşme haberleri sonrasında çıkan kaset "Ateş ve Su". Rock olarak güzel bir kaç parça olsa da albüm olarak çok etkilemeyen bir albümdü. Gene rock a yakın bi albüm yapılmaya çalışılsada o eski Kargo yoktu bi türlü. o hep o ilk eski şarkılardaydı.







Eski şarkıların coverlerının bulunduğu "Yıldızların altında" albümü ile yeniden karşımıza çıkan kargo eski şarkılara yeni yorumları çok güzeldi.  Ama bambaşkaydı. sevdiğimiz beğendiğimiz grup Kargo nun yorumlarıydı. çok güzeldi ama kendi üretimleri gibi değildi.

İngiliz Bulldog - Mafyavari köpek :)

Kökeni: Bugünün Bulldog'u atalarından çok farklı bir karaktere sahiptir. Irk, eski Asiatik mastiflere dayanır, ancak gelişimi İngiltere'de gerçekleşmiştir. Ortaçağ orijinli "Bulldog" ismi, sadece küçük bir boğanın güçlü görünümünden değil aynı zamanda 19. yüzyılda yasaklanıncaya kadar devam etmiş boğa-köpek dövüşlerinden gelmektedir.

Tanımı: Bulldog iri ve geniş kafasıyla sağlam ve güçlü bir köpektir. Alın ve kafasındaki deri buruşukluklar halinde aşağı iner. Burnu kısa, basık ve geniştir. Üst dudakları sarkık ve alt çene dışa çıkıktır. Gözler yuvarlak, birbirinden ayrık ve koyu renktedir. Kulaklar küçük, ince ve gül biçiminde geri kıvrıktır. Kuyruk kısa ve aşağıda taşınır. Kürkü kızıl, kaplan deseni, sarı, soluk kırmızı ya da beyaz veya bu renklerin kombinasyonları olabilir. Yüzü bazen koyu renkli olabilir. Kompakt ve adaleli vücudunun iki köşesinde konumlanmış güçlü ve kısa bacakları Bulldog'a paytak bir yürüyüş kazandırır.

Kişiliği: İngiliz Bulldog görünümü bazen tehdit edici olsa da tamamiyle güvenilir en kibar köpeklerden biridir. Yine de istenmeyen çok az misafir bir zamanlar boğalarla dövüştürülen bu köpeklerle karşı karşıya kalmaya cesaret edebilir. Karakteri oldukça sevgi dolu, diğer hayvanlarla güvenilir ve çocuklara karşı kibar, düşmana karşı ise oldukça cesur ve sert olarak tanımlanır. Bulldoglar elde edebileceği her ilgi ve sevgi kırıntısını değerlendiren insan köpekleridir. Irkın mutluluğu için insan ilgisi şarttır. Bazı Bulldoglar köpeklere karşı saldırgan davranabilir. Ev hayvanları ile arası iyidir, ancak yabancı köpekleri tölere etmeyebilir. Genç Bulldoglar eğlenceyi seven hareketli köpekler olsa da yaşlandıkça sakinleşirler. Horlaması ile ünlüdür ve salyalı olabilir.

Gereksinimi: İngiliz Bulldog apartman hayatı için idealdir. Ev içinde hareketli değillerdir ve bahçesiz bir evde de mutlu olabilirler. Bu ırk dışarıda yaşayamaz. Bulldog ılık iklimleri soğuk iklime her zaman tercih eder. Çok sıcak havada serinlemekte zorluk çeker.Bazı erişkin Bulldoglar enerji doluyken bazıları tembeldir. Yine de her Bulldog düzenli egzersizden zinde kalmak için faydalanacaktır.Kısa tüylerinin bakımı kolaydır. Haftalık fırçalama yeterli olacaktır. Yüzü ve kırışık deri araları düzenli olarak nemli bezle silinmelidir.

Jack Russel Terrier Özellikleri - Maske Filminin sevimli afacan köpeği

Kökeni: 19. yüzyılda İngiltere�de ortaya çıkmıştır. İsmi, bu ırkı ilk kez tilki avında kullanan bir avcı olan Reverend John Russell�dan gelmektedir. Bu köpekler, tilki deliklerini ve sığınaklarını kazmakta ustadır.

Tanımı: 6-8 kilo ağırlığında, 30-36 cm uzunluğunda olup, ortalama ömürleri 13-15 yıldır.Dayanıklı, güçlü ve zinde görünür. Meraklı bir yapısı vardır. Çok ses çıkarır. Korkusuz ve boyunun posunun küçüklüğünü önemseyen bir köpektir.

Kişiliği: Sevgi dolu ve sadıktır. Canlı, hayat dolu, enerjik ve eğlendiricidir. Onlara vurmayan, kızdırmayan çocuklarla iyi anlaşır. 8 yaş altındaki çocuklar için tavsiye edilmez. Diğer evcil hayvanlarla anlaşamaz. Doğalarındaki av güdüsü agresif yapılarını ortaya çıkarır. Fazlasıyla zeki ve gözüpektir. Saldırganlıkları bazen onları öldürücü sonuçlar doğurabilen tehlikeli durumlara sürükler. Jack Russell ırkı için ekstra insan dikkati gerektirir.

Özelliği: Zor, dikkafalı ve inatçıdır. Onlar için kimin onların patronu olduğunu bilmesi önemlidir. Yavruyken sosyalleştirilmesi agresifliğini bir ölçüde azaltır. İtaat eğitimi kesinlikle gereklidir. Avcılık, iz sürme ve çeviklik en büyük özellikleridir.

Gereksinimi: Jack Russell için bakım çok azdır. Düzenli fırçalanmalıdır. Gerekli olduğu zamanlar yıkanmalıdır. Problemleri önlemek için düzenli olarak tırnaklarını kesmek gerekir. Kolaylıkla çok fazla yer ve aşırı kilolu olabilir. Sağırlık, glokom, epilepsi, alerji ve cilt problemlerine meğillidir. Egzersiz yapmaktan mutluluk duyar. Ev içerisinde çok aktiftir. Apartman hayatına uyumludurlar ama yeterli derecede egzersiz yapmaları gerekir. Bunun içinde en uygun yer normal boyutlarda, güvenli, çevrelenmiş bir bahçedir. Sıkılırlarda etrafa zarar verici olabilir. Uzun yürüyüşlerden ve oyun zamanlarından çok keyif alırlar.

Yeni başlayanlar için akor ve tab merkezi

Gitarakor sitesinde aradığınız yeni ve eski birçok parçanın nota, akor ve tab'ını bulmanız mümkün. Ayrıca şarkı sözleri, cd ve konser haberleri de mevcut olan sitede yeni olarak da Gitarakor tv, Amatör demolar, Stüdyo ve Müzik haberleri de yer almakta.
Gitar çalmaktan hoşlanan ve müzikle ilgili bilgiler almak isteyenlere kesinlikle tavsiye edebileceğim zengin içerikli güzel site.

Köpek almadan önce...

İnsanların köpek alırken yapmış oldukları en sık hata ve hatalar zinciri köpek almadan önce yapılmakta. unutulmamalı ki bu konuda yapılan bir çok hata hep köpek almadan önce yapılır. Bu olumsuzlukları yok etmek için iyice düşünüp öyle karar verilmelidir. Çünkü alınan şey bir canlıdır ve ilgi ister. Bu ilgiyi nasıl tesis etmeliyiz? Köpekler en çok ilgi ve sevgiye muhtaçtır. Bu olamazsa olmaz bir durumdur. Bu nedenle kendimize bazı sorular sorup öyle köpek almalıyız.Aksi taktirde mutsuz ve huysuz bir şekilde büyüyecek bir canlı sahibi olup üzülürüz. Köpek almadan önce kendimize şu soruları sorup gayet samimi cevaplar vermeliyiz. Bütün soruların cevapları olumlu ise gidip doğru yerden doğru köpeği almalıyız.

1-Kendinize uygun olan köpek ırkını tespit edin
2-Köpek hakkında (özellikleri) bilgi sahibi olun
3-Eviniz müsait olmalı :Alacağınız köpeğin özelliklerine göre yerinizin müsait olması gerekir,Köpeklerin yaşam alanı bir köpek için çok önemlidir.
4-Amaç :Köpeğinizi almadan önce ne amaçla köpek almak istediğinizi tespit etmelisiniz. Mutlaka bir amacınız olmalı Korunma, Arkadaş veya Spor amaçlı köpek alabilirsiniz
5-Zaman : Köpek beslemek için mutlaka zaman yönünden müsait olmalısınız. Yoğun iş temponuz varsa bu köpeğinizi yalnız ve mutsuz yapacaktır.
6-Sevgi : Mutlaka köpek sevginiz olmalı ,
7-Sosyal Yapı : Sosyal bir yapıda olmalısınız köpeğinize ayıracağınız zamanlar haricinde de (Pikniğe balık tutmaya veya sahilde gezmeye gittiğinizde) mutlaka köpeğinizi de yanınızda götürmelisiniz.
8-Bütçe : Ne tür canlı beslerseniz besleyin mutlaka maddi bir harcama sizi bekler.

Köpek yetiştirmenin de mutlaka size yükleyeceği bir maddi yük olacaktır.Bunu asla göz ardı etmeyin.Köpek almadan önce bir araştırma yapın ve ortalama bir aylık gider tespit edin. Bu miktarın bütçenize uygun olup olmadığını kendinize sorun. köpeklerin en fazla masrafı ilk alındığında olur. ilk yaşına girene kadar da en önemli gideri beslenmedir. çünkü köpeğiniz ilk bir sene çok iyi beslenmelidir.

Köpek yetiştirmek sanıldığı kadar basit bir hobi değildir. ancak şunu unutmayın doğru ve profesyonelce yetiştirmeye gayret ederseniz karşılığını mutlaka alırsınız. hep doğru olan kuralları uygularsanız bu geçerlidir.Ülkemizde köpek yetiştirmek (profesyonelce) yeni başlanıyor. bu nedenle hata yapılması gayet normaldir.

YERİNİZ MÜSAİT Mİ? :
Köpek almadan önce köpeğinize ayıracağınız yer çok önemlidir. Çünkü köpekler oksijeni bol, geniş mekanları severler ve onlar için havanın bol oksijenli olması sağlık bakımından da şarttır. Çünkü her canlıda olduğu gibi oksijen hayattır. Şayet bahçeniz varsa iyi, yoksa işiniz çok zor. Çünkü köpekler oldukça hareketli hayvanlardır. Köpek beslemenin temel kurallarından olan bahçe unsuru bu nedenle çok önemlidir. Bahçede her gün bir saat köpeğinizi serbestçe bırakmanız, onun toprakla teması sinir sistemine de iyi gelecektir. Bahçede köpeğinizi fazla kısıtlamayın, bırakın özgürce dolaşsın, koşsun, yuvarlansın. Köpeğiniz stresini atıp durgunlaşınca akşam da gezintiye çıkarabilirsiniz. Gezintiye çıkamayacağınız zaman köpeğinizle bahçede de egzersiz yapabilirsiniz.
NE AMAÇLA KÖPEK ALIYORSUNUZ ? :
Bir köpek almadan önce çok iyi düşünmeniz gerekir. Ne amaçla köpek alıyorsunuz ? Bu konuyu iyi düşünmeniz gerekiyor. Ne amaç taşıyorsanız bunu iyi saptayıp ona göre formül bulmanız ve bu sisteme göre köpeği yetiştirmeniz ve eğitmeniz gerekir ki sonunda amacınıza ulaşın. Aksi takdirde amacınıza ulaşmak bir yana, köpeği de karmaşık bir yaşama sürüklersiniz ve buda köpekte kalıcı bir problem yaratır. Köpek almadan önce köpeğin size neler vermesini istediğinizi saptamalısınız. Bu da iki ana başlıkta toplanabilir.

YAVRU KÖPEK ALIRKEN
İlk kontrol sağlık açısından yapılmalıdır. Seçeceğiniz yavru sizinle birlikte 14-15 yıl ve günün çoğunluğunda birlikte olacaktır. Köpeğinizde ortaya çıkacak bir hastalığın sizi çok üzeceği kesindir.Uzun zaman sonraki hastalıkları tahmin edemesek de, sağlıklı bir yavruyu seçmek zorundayız. Daha sonra onu veteriner kontrolünden geçirerek ilerideki hastalıklara karşı aşılarını yaptırmalıyız. Bu aşılardan bazıları üretici tarafından yapılmış olabilir, bunun için yavruların aşı karnesini isteyin ve kontrol ederek parazit kontrolünün yapılıp yapılmadığını ve hangi aşıların yavrunun üzerinde olduğunu değerlendirin. Yavrular canlı görülmelidirler, dokunulmasına izin vermeli, aşırı ürkeklik veya saldırganlık gözlemlenmemelidir. İlk bakışta size sağlıklı gibi görünen yavru siz aldıktan kısa bir süre sonra hastalanabilir hatta ölebilir. Bu yüzden güvenilir bir firmayı tercih edin ve mutlaka yazılı bir şekilde sağlığını garantilesin.. İki buçuk aylıktan küçük olmayan ve en az üç aşısı yapılmış yavruları tercih edin. Aldığınız yavruların iç ve dış parazit tedavilerinin yapılmış olup olmadığını kontrol edin. Üç dört yavru arasından seçim yapmaya çalışın. Genellikle ilk yavrunun orijin ve sağlık olarak diğerlerinden daha üstün olacağı düşünülür. İlk yavrular daha iri oldukları için diğerlerinden daha fazla süt emerler. Üreticiler genellikle ilk yavruları satmayıp kendilerine damızlığa ayırırlar.

KÖPEK ALDIKTAN SONRA
Eğer ilk defa evinize bir köpek alıyorsanız yetiştirme kurallarına daima uymanız gerekir. Eğer daha önce bir köpek yetiştirdiyseniz geçmişte yapmış olduğunuz bazı hataları artık tekrar etmemelisiniz. köpek yetiştirmiş bazı insanlar çevrelerine yetiştirme ile ilgili bilgi verirler fakat oluşacak kötü sonuçlara asla katılmazlar; derler ki benim köpeğinde sonuç mükemmeldi köpek aldıktan sonra artık dönüşünüz yoktur. bazı insanlar köpek sevdiğini zannedip köpek alırlar bir köpeğe yapabileceğiniz en büyük kötülük onu bir süre besleyip sonra bir başkasına vermek veya sokağa bırakmaktır. Biz bu nedenle diyoruz ki köpek almadan önce çok iyi düşünün aldıktan sonra yapacağınız kural hatalarında üzülmeyin size tavsiye ettiğimiz yetiştirme kuralları yalnızca bizim deneyimlerimiz olmayıp köpek yetiştirmeye yıllarını vermiş insanların köpek yetiştirirken edindikleri tecrübeler ve bilgilerdir. Denenmemiş ve kanıtlanmamış hiçbir konuyu sizlere aktarmıyoruz. Köpeğinizi aldıktan sonra ona bahçenizde veya evinizde zamanınızın bir kısmını yavruya ayırmalısınız. Bu zamanlarda neler yapmanız gerekecek konu başlıkları olarak belirtelim.

1-günlük oyun ve egzersizler : Köpeğiniz yalnız başınayken kendi kendine oyun oynayabileceği malzemeleri olmalı
2-sizinle beraber oynayabileceği malzeme ve oyuncakları olmalı
3-Yaşına ve yeteneğine göre yapacağı egzersizleri tespit edip ona göre çalışmalar yapmalısınız.
4-Köpeğinizin sağlığıyla ilgili periyodik bakımlarını ihmal etmemelisiniz. (Bu konuda Veteriner hekiminiz sizi yönlendirecektir.)
5-Geziler :ailece yapacağınız gezilere köpeğinizi de dahil ederseniz köpeğinizin daha sosyal ve zeki olmasını sağlarsınız.
6-Eğitim : Köpek eğitiminin yaşı ve yeri yoktur. Köpeğinizin fiziki kabiliyeti ve algılama yeteneğini iyi gözlemlemeniz yeterlidir. Bazı ağır ve sistemli eğitimleri ancak 1 yaşından sonra verebilirsiniz.Temel kural köpek eve geldikten sonra eğitim başlar.

Köpeğinizi yetiştirirken daima kararlı ve otoriter davranmalısınız. Hiçbir konuda taviz vermemelisiniz. Kızmanız gerektiğinde mutlaka kızdığınızı belli edin. Övmeniz gerektiğinde de anında övün. Ödül ve ceza sistemi daima uygulanmalıdır. Köpek yetiştirirken gayemiz sağlıklı ve eğitimli bir köpekle beraber yaşamaktır. köpeğinizi eve götürmeden önce mutlaka veterinerinize gösterin.

Köpeğinizi aldınız ve artık bir yavru köpek sahibisiniz. bundan sonra hayatınızda artık küçük bir canlı var. Bilmeniz gereken çok şey var. Köpeğinizle birlikte geçirdiğiniz zaman içinde inanın çok ilginç olaylara tanık olacak ve kafanızdaki bir çok sıkıntıdan kısa bir süre de olsa uzak kalmanın keyfine varacaksınız Köpek almakla ne kadar iyi bir şey yaptığınızı çevrenize söyleyeceksiniz. Ancak bu mutluluklar bahçeli bir evde yaşanıyorsa çok daha keyifli olacaktır. Şehir hayatının insanlar üzerindeki bir çok etkisini azaltan tek şey bence iyi eğitilmiş bir köpektir. Bu fikrimi ancak eğitimli bir köpeğiniz olduğunuzda katılacaksınız.

Türkiye şartlarında köpek yetiştirmek çok meşakkatli bir hobidir. Karşınıza çıkacak problemleri gidermek için veya problem çıkmasını önlemek için bilgili yetiştirici olmak gerekir. Bilgi sahibi olmak için de kaynağa ihtiyaç vardır. yıllarca yeterli ve profesyonelce yazılmış kitap bulamadım yurt dışında kaynak oldukça çok fakat çoğu ticari amaçla yazılmış ve çok profesyonel bilgiler içermiyordu.

Gelişmiş ülkelerde köpek kulüpleri 100 yıl önce kurulmuş köpek severler belli zamanlarda bir araya gelerek bilgi paylaşımı yaparak köpeklerin bilinmeyen yönlerini aralarında paylaşmak suretiyle diğer köpek severler aktarmışlar biz ise daha yeni yeni ülke olarak köpeklerin farkına varıyoruz. bu ülkelerde sistem yerleşmiş ve devlet yardım etmekte bizim şehirleşme şeklimiz insanların yaşamasına bile uygun değilken tabi ki köpek yetiştirirken zorlanıyoruz. Gerçekten köpek seven insanlar çevre ve doğayı seven insanlardır.
Köpek yetiştirirken kulaktan dolma bilgilere değil doğru bilgilere ulaşın.

Akvaryum nasıl kurulur?

AKVARYUM
Hızlı kentleşme ve nüfus artışına paralel gelişen yoğun trafik, günlük yaşamı giderek güçleştiriyor. Günlük hayatın stresinden kurtulmanın yollarından birisi de, hobi edinmek.
İşte günlük yaşamdan kaynaklanan yorgunluğunuzu biraz olsun dindirebilecek, sizi başka başka dünyalara götürecek hobilerden birisi de, akvaryum…

AKVARYUM YAPIMI VE KURULUMU
Akvaryum almaya karar verdiğiniz zaman, size mümkün olan en büyük boyutlu akvaryumu almaya özen gösterin. Çünkü büyük akvaryumların hem bakımı daha kolay olur hem de dekorasyonu daha güzel olur. Başlangıç için 60-70 litrelik akvaryumlar idealdir.
Akvaryumunuzu alırken yanında aşağıdaki malzemeleri de beraberinde almaya özen gösteriniz.

GEREKLİ OLANLAR
* Işıklandırma düzeniyle birlikte 50 yada 70 litrelik akvaryum
* Termostat ve ısıtıcı
* Derece
* Hava pompası, süngerli filtre, yeterli hava borusu, hava dağıtım çeşmesi ve hava taşı.
* Küçük bir kepçe ve temizlik için hava süpürgesi
* Biraz çakıl

Akvaryum malzemelerini alırken akvaryumcunuz size bu malzemelerin nasıl kurulacağını anlatacaktır. Ancak genel kural şöyledir:

(1) Termostatı akvaryumun üst kenarına (termostatın üst ayar kısmı suya değmeyecek bir şekilde) yerleştirin. (2) Termostata bir ısıtıcı takın ve ısıtıcıyı akvaryumun dip kısmına yerleştirin. (3) Dereceyi camın yan kenarına lastik vantuzu ile tutuşturun. (4) Hava pompasından gelen boruyu hava dağıtıcısına bağlayın. (5) Dağıtıcıdan iki hortum çıkarın (6-7-8-9) Birini hava taşına diğerini süngerli filitreye bağlayın ve daha sonra tarif edeceğimiz şekilde su doldurun. (10) Işıklandırmayı, hava pompasını ve termostatın fişini takın. (11) Üçlü fişi elektrik fişine soktuktan sonra akvaryumunuz kurulmuş demektir.

Suyu dinlendirin
Hazırlamış olduğunuz akvaryuma balıkların yaşayacağı suyu koymanız gerekir ama bu suyu balığı içine koymadan bir gün önce koymanızda yarar vardır. Çünkü muhtemelen mutfaklarımızdaki çeşmelerden akan su klorlu olduğu için bir gün kadar dinlendirilmesi gerekir. Ayrıca suyu koyarken dipteki çakılların alabora olmaması için üzerine bir gazete koyun. Başlangıç olarak 24-26 dereceye ayarlanmış bir termostat satın almanız uygun olacaktır. Su bir gün dinlendirilirken suyun sıcaklığı da 24-26 dereceye yükselmiş olacaktır. Akvaryuma bu süre içinde hava da verildiği için akvaryumunuz artık balık koymak için hazırdır.

Doğuran balık alın
Başlangıç olarak doğuran balıklar satın almanızı önereceğiz. Örneğin "lepistes" türü balık alarak işe başlayabilirsiniz. Balığı satın alıp eve gelirken su ısınabilir veya soğuyabilir. Bu nedenle balığı alıştırarak yeni yuvasına koymak gerekir. Bunun için önce balığın içinde bulunduğu torbayı akvaryuma koyacaksınız. Kısa süre içinde torbadaki su akvaryumdaki suyun ısısı?Hııhh defoll akvaryumdakine eşit olacaktır. Şimdi büyük bir zevkle torbadaki balığı akvaryuma bırakabilirsiniz.

Akvaryumcunuzdan alacağınız birkaç kök bitkiyi arzu ettiğiniz bir yere dikin, ancak bunu yaparken suyu fazla bulandırmamaya dikkat edin.

İlk yemleme
Balıkları koyduktan sonra ilk gün kesinlikle yem vermeyin. Çünkü ilk gün balığın akvaryuma alışması gerekir. Balığınız açlıktan ölecek diye korkmayın ve tereddüte kapılmayın; balığınız birkaç gün aç kalmakla ölmez. Zaten akvaryuma gelen balık ilk gün pek iştahlı olmaz yem verseniz de yemez. Bu kurala uymazsanız yenmeyen yem dip kısma çöker ve ilk günden suda kirlenmeye neden olur.

Akvaryum balıklarını yetiştirmede başarınızı etkileyecek en önemli faktör yemleme yönteminiz olacaktır. Şunu hiç unutmayalım ki en tehlikeli konu fazla yemlemedir. Bu nedenle başlangıçta günde sadece bir kez yem verin. Diyelim ki 10 tane balığınız var, bu durumda vereceğiniz yem miktarı bir çay kaşığının sapının ucu ile verilebilecek kadar olmalıdır. Unutmayalım ki balıkları açlık değil fazla yem öldürür. Bu arada akşamları akvaryumun ışığını söndürmeyi de unutmayın.

Odanızın büyüklüğüne uygun akvaryum seçin

Eviniz ne kadar büyükse akvaryumda balık yetiştirmeniz o kadar kolay olur. Ancak eviniz küçük olsa da, akvaryum koyabileceğiniz bir köşe bulabilmeniz bu zevkli uğraşıya başlamanız için yeterli olacaktır. Akvaryumculuğa başlamak için yapacağınız ilk iş; odanızın uygunluğuna göre bir akvaryum almaktır. Diğer ayrıntıları daha sonra da alabilirsiniz. Çünkü; çıplak bir akvaryumda hiçbir malzeme kullanmadan yetiştirebileceğiniz balıklar da vardır. Geçmiş yıllarda akvaryumun geniş yüzeyli olması önerilirdi. Hava pompasının alınması pahalı ve güç olduğu için hava temasıyla oksijence zenginleşebilecek geniş yüzeyli akvaryumlar daha uygundu. Günümüzde hava pompalarının tekniği çok kolaylaşmıştır. Bu nedenle yer kazanma bakımından dar akvaryumlar daha çok satışa sunulmaya başlanmıştır. Fakat hava pompası olsa da eğer evde ayırabileceğiniz köşeniz yeterliyse geniş yüzeyli akvaryumları seçmek daha uygun olacaktır. Çünkü geniş yüzeyli akvaryumda oluşabilecek karbondioksit gibi zararlı gazların uçuşması daha kolay olur. Bu tür akvaryumlar daha fazla su kütlesi sağlayacağı gibi akvaryumda koku getiren gazlar da kolayca havaya karışır. Elbette büyük akvaryum öneriyoruz diye sınırın da aşılmaması gerekir. 50-100 litre arası akvaryumun en iyisi olduğunu şimdilik söyleyebiliriz.

Satın alacağınız akvaryumun ucuzluğundan çok sağlamlığına önem vermelisiniz. Çok ucuza satılan ince köşebent ve ince camla yapılmış akvaryumların çabuk akıtarak kullanılmaz hale gelmeleri mümkündür. Dış ülkelerdeki gibi ülkemizde de küflenmeyen, aliminyumdan yapılmış parlak görünüşlü hafif akvaryum imali vardır. Fakat belirtmekte yarar var; en sağlam ve emin olanlar eskiden olduğu gibi kalın köşebent demirden yapılmış olanlardır. Bunların tek dezavantajı zaman içinde küflenerek görüntülerinin bozulmasıdır. Son yıllarda ülkemizde silikonla yapıştırılmış çerçevesiz akvaryum yapımı çok ilerlemiştir, bunların kullanılması çok kolay ve pratiktir. Cam veya plastik küçük akvaryumlar daha çok dekor olarak masa ortasına veya kitaplık rafına konulmak üzere kullanılır. Amatörler için uygun olan bu akvaryumlar ise balığın şeklini değiştirdikleri için son yıllarda gözden düşmüştür.

Ayda bir saat yeterli
Her zevk bir uğraş gerektirir. Akvaryum da öyle… Ancak akvaryumdan alacağınız hazzın size çok fazla zaman kaybettireceğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Akvaryumun bakımı için harcayacağınız zamana şöyle bir bakalım; Günde bir dakikadan az bir süre yem vermek için geçecektir ki bu uğraş değil, akvaryumcunun en büyük zevklerinden biridir. İki haftada bir, camın yosunlardan temizlenmesi ve süzgecin süngerinin yıkanması 10 dakikanızı alacaktır. Ayda bir kez suyunu değiştirmek (bazen su buharlaştığı için sürahiyle dökerek gene bu işi de zevkle yapabilirsiniz) bu da birkaç dakikanızı alır. Göreceğiniz gibi akvaryuma harcayacağınız zaman ayda bir saati ancak doldurur. Alacağınız zevkinse ne kadar zaman alacağını bilemeyiz!

Evet ilk önce akvaryum hobisine başlamayı düşündüğünüzden (veyahutta fiilen bu hobinin içinde olduğunuzdan) dolayı sizi kutlarım. Bu bölümde amacım size bu hobiye baslangıçta yardımcı olabilmek. Burada tavsiye edeceklerimin sadece tavsiye olduğunu unutmayın ve aynı amaca ulaşmanın pekçok yolu olduğunuda göz ardı etmeyin.

Ilk önce görevim sizi korkutmak! Kendinize sorun;
Gerçekten bir akvaryum kurmak istiyormusunuz?
Yoksa bu gene o geçici heveslerinizden birimi?
Ilk başlangıçta gereken alet edavatların hepsine para vermeye hazırmısınız?
Ilk bir iki balığınız öldüğünde hemen bu hobinin size göre olmadiğina karar verebilirmisiniz?
Akvaryumun içinde bakacağınız canlılara elinizden gelen en iyi bakımı ve sürekli ilgiyi vermeye hazırmısınız?

Aynı zamanda;
Evinizde yaşayan, canlı bir tablo kurmak istiyormusunuz?
Küçük büyük herkese doğa sevgisini aşılamak istiyormusunuz?
Akvaryumdaki canlıların gelişmesine, çevreleri ve birbirleriyle olan ilişkileri gözlemlemeye hazırmısınız?
Eğer uygun koşulları sağlarsanız, akvaryum canlılarının akvaryumlarınızda üremesine ve yavruların gelişmesini gözlemlemeye hazırmısınız?
Okuldan, işten, toplantıdan, imtehandan çıkıp akvaryumunuzun karsısına oturup stresinizi atmaya hazırmısınız?

Akvaryum hobisi kanımca apartman bloklarına tıkılı kalmıs çogu insan icin ideal bir mesgaledir. Mustafa yeğenim sen öylemisin hihihihihi Diger çogu apartmanlarda beslenen hayvanların (kedi, köpek, kus vs.) bakımından daha kolay ve masrafı azdır. Belki ilk baslangıçta almanız gereken alet edavat size pahalı gibi gelebilir, ama ilk akvaryumun kurulmasından sonra bir tek masraf balık yemi (bir kutu birsene civarinda kullanılır) vede aletlerin kullanacagı cuzzi miktarda elektiriktir. Veteriner masrafi yok, baliklar yürüyüse çikmak istemez, koltuklar kil tüy içinde kalmaz, akvaryumun karsısına oturunca bütün stresiniz uçup gider; daha ne istiyorsunuzki. Ciddi olmak gerekirse, gerçekten akvaryum hobisinin çekici tarafları çoktur ama bu daha çok bireysel zevke kalan bir olaydir.

Akvaryum hobisine baslamadan önce yapmanız gereken ilk sey akvaryum hobisi hakkında bilgi edinmeniz. "Yahu, biz bu yazıyı o yüzden okuyoruz kardes" diyorsanız dogru yoldasınız. Akvaryumlar hakkında hiçbir bilgisi olmayan ve bu hobiye balıklama dalıs yapanlarin çogu kisi hayal kırıklıgına ugrayarak bu hobiden uzaklasabiliyor. Gerçi kısaca yeni baslıyanlara yardımcı olabilecek bilgileri buraya yazıyorum ama arzu ederseniz (ve bunu tesvik ederim) baska kaynaklardanda arastırmanızı yapın. Fazla bilginin zararı degil yararı olur.

Akvaryumunuzu alırken en önemli unsur takdir edersinizki akvaryumunuzun boyu ve seklidir. Akvaryumunuzu bir yatirim olarak düsünün, size seneler boyunca haz verecek evinizin bir parcası haline gelecektir. Ilk akvaryumunuzu yerinizin ve butcenizin elverdigince büyük almanızı tavsiye ederim. Tahmin ettiginizin tersine büyük akvaryumların bakımı, kücük akvaryumlardan daha kolaydır. Ayrica dekoratif gibi gozuken altıgen, sekizgen veya köseler için yapılmıs ücgen akvaryumlardan sakının. Bu tür akvaryumlar balık ve bitki beslemek acısından hiç yararlı degillerdir (guzel gozuktukleri muhakkak ama…Wink, ve bakimlari standart dikdortgen akvaryumlardan daha zordur.

Akvaryumdan baska ikinci onemli parca ışıktır. Akvaryumun boyuna gore floresan lambali ısıklandırma en uygun ve sık rastlanandir. Isigin onemi çoktur, isiksiz bir akvaryum tekerleksiz bir arabaya benzer. Isıksız akvaryumlarda baliklarin renklerini goremezsiniz, bitkiler yasayamaz, hatta balıklar yemlerini bulmada bile zorluk ceker.

Akvaryum filtresi akvaryum suyunun kalitesini koruması acısından onemlidir. Piyasada pekcok marka ve cesit filtre bulunmaktadır. Akvaryumunuzun hacmine vede butcenize gore filtrenizin secimi size kalmıs. Yanlız dikkat! En pahalı filtre en iyi filtre demek degildir. Bakımı yapılan ucuz bir filtre, bakımı yapilmayan pahalı filtreden daha çok ise yarar. Filtre bakımından biraz sonra bahsedecegim.

Akvaryumlarımızda neredeyse binlerce tur balık barındırabiliriz, Dikkat içine pirana atmayın 1 tane şişko balık sahibi olursunuz... hihihihihi bunlardan bazıları soguk iklimlerden bazıları ise tropikal iklimlerden gelirler. Tropik iklim baliklari akvaryumlarında ısıtıci olmasini acil sekilde ısrar ederler. Öyleki eger akvaryumlarina isitici koymazsaniz protestoya baslar ve kısa zaman içinde soguktan ölerek size nasil rahatsiz olduklarini anlatmaya çalisirlar. Günümüzde akvaryum ısıtıcıları termostatlı yapılır ve akvaryumunuzu hangi ısıda tutmak istediginizi ayarladıktan sonra birtek yapmanız gereken arada bir (akvaryumunuza koyacagınız) termometreyi kontrol etmek olacaktır.

Akvaryumunuzu ne sekilde dekore edeceginiz size kalmıs ama akvaryumcularda isteyebileceginiz herseyi bulmaniz mümkündür. Dere kumu, bitkiler vs.

Diyelimki yukaridaki alet edevati aldınız. Biliyorsunuz, akvaryumunuzu önceden nereye yerlestireceginizi kararlastırmıstınız. Eve gelince "Yahu kiz Aysel, nereye koyayim bu akvaryumu?" durumu olmasın. Akvaryumunuzu kalorifer yanina, pencere önüne ve ceryanda kalabilecegi yerlere koymayin. Kalorifer yaninda akvaryum fazla isinir, pencere önünde fazla günes isigindan akvaryumda asiri yosun (algae) olusur, ceryanda kalan akvaryumlarda isitici fazla mesai yapmak zorunda kalir. Ayrica akvaryuma kum ve su girince çok agir olacagını unutmayın, o antika sehpahaniz akvaryumun agirligini çekmiyebilir. Akvaryumlarınızı ya çok saglam yapılmıs mobilyaların uzerine (sadece akvaryum küçük ise) yada akvaryumlar için yapilmis özel dolaplarin üzerine koymalisiniz.

Akvaryumunuzu yerine yerlestirdikten sonra akvaryumun içine çok az bir miktar su koyup içini gazete kagıdı ile temizleyin. Akvaryum içi temizliginde hiçbir zaman deterjan gibi temizlik malzemeleri veya sıcak su kullanılmaz. Bu arada akvaryumunuza koyacaginiz kumu yikamaniz gerekir. Kumu yikarken küçük bir miktari bir kova veya legene koyup akan musluk altinda karistirin, tasan su temiz ve berrak aktigi zaman kumu akvaryumunuza koyun. Genelde akvaryumun kumu arka planda daha yüksek ve öne dogru meyilli sekilde konur. Böylece akvaryumlarda biriken bitki parçaciklari ve diger pislikler akvaryumun önünde toplanir ve temizlemesi kolaylasir. Akvaryumun dibine bütün kumu yaydiktan sonra yavas yavas akvaryumun suyunu doldurmaya basliyabilirsiniz. Kumun üzerine bir küçük tabak koyup suyu onun üstüne dogru bosaltirsaniz, hizla akan suyun kumu saga sola dagitmasini önlemis olursunuz. Akvaryum üçte bir doldugunda bitkilerinizi dikmenizin zamani gelmistir. Bitkiler genelde arkaplana ve yanlara dikilerek, ortada baliklarin rahat rahat yüzebilecegi bos bir alan birakilir. Bu arada filtrenizi ve isiticinizida yerlestirin, böylece eger arzu ediyorsaniz isiticinizi ve filtrenizi önüne dikeceginiz bitkilerin arkasina sakliyabilirsiniz ve böylece akvaryumunuz daha dogal bir görünüm kazanacaktir. Bitkileri yerlestirdikten sonra su seviyesini arttirabilirsiniz. Su tamamen dolduktan sonra isiticinizi ve filtrenizi çalistirin. Ilk baslarda su hafif bulanik gibi olabilir, endiselenmeyin. Sifirdan kurulan yeni akvaryumlar için tavsiyem, bir hafta kadar akvaryumun içine hiç balik koymamaniz. Bu sürede isiticinizin akvaryumu istenen isida tuttugu gözden gecirilir, sudaki bütün klor uçup gider. Böylece akvaryum klor temizleyici, su bu gibi sivi kimyasal maddeleri akvaryumunuza koymaniz gerekmez.

Akvaryum kurulduktan sonra sabirsizliga kapilmayin. Bir hafta sonra bir iki balik sonralarida yavas yavas üç dört gün ara ile diger istediginiz baliklari alin, boylece filtreniz yavas yavas artan görevini tam anlamiyla yapabilir. Baliklari akvaryumcudan getirdiginizde torbayi akvaryumunuzun içinde yüzdürün. Torbanin içindeki su isisi ile akvaryumun isisinin ayni oldugunda balik transferi islemine baslayabilirsiniz. Küçük bir su bardagi ile akvaryumdan torbanin içine bir bardak su ekleyin. Birkaç dakika sonra bir bardak su daha, ve bunu torbadaki su miktari bayagi artana kadar devam edin. Torba fazla doluyor gibi oldugunda torbadaki suyun yarisini musluktan asagi dökün. HIÇBIR ZAMAN TORBADAKI SUYU AKVARYUMUNUZA DÖKMEYIN! Böylece akvaryumcunun suyunda bulunabilecek hastaliklar akvaryumunuza giremez. Özellikle bu hobiye yeni basliyanlar akvaryumculardaki hasta baliklari farkedemiyeceginden bu çok daha önemli bir tedbirdir. Torbadaki suyun akvaryumunuzdaki ile ayni gibi olduguna kanaat getirdiginizde, baliklari kepçe ile yakalayip akvaryumunuza salin.

Iste bu kadar! Artık akvaryumunuzun karsisina koltuk çekerek baliklarinizi seyredebilirsiniz. Mustafa sen neden seyretmeyip balıkları kovalıyosun yeğenim zuhah bitiyorum buna

BAKIM

Akvaryumunuzdaki balıkları dogal olarak hergun beslemeniz gerekecek. Heryerdede duyup okuyacagınız gibi, buradada tekrar etmekte fayda görüyorum; beslerken balıklarınızın bes dakikada bitirebilecegi miktarda yemleyin. Fazlası yenmeyerek suyun kirlenmesine yol açabilir. Hatta ben bir adım öne giderek o bes dakikayi bir dakika olarak degistirmek istiyorum. Az miktarda sık sık beslenen balıklar, bir ögün çok fazla beslenen balıklardan daha saglıklı olurlar. Beslerken dikkat etmeniz gereken butun balıkların yemi yiyip yemedigi olmalıdır. Çekingen balıklar yem yemede diger girgin balıklardan etkilenerek aç kalabilirler. Eger boyle birsey farkederseniz, bu olayın onune gecmeniz gerekir. Tabii durumun akvaryumdan akvaryuma farklı olacagını takdir edersiniz, ama mesela aynı anda akvaryumun iki ayrı ucundan yemleme bu olayın çözümü olabilir.

Isıgı günde kaç saat açık tutmak istediginiz size kalmıs. Ancak eger akvaryumunuzu bitkilendirdiyseniz hergün düzenli olarak ısıgın belli saatlerde açık kalması gerekir. Tam olarak günde kaç saat ısıgın açık kalması gerektigi konusunda bir yorum getirmek istemiyorum nitekim aynı balıklar gibi çesitli bitkilerinde degisik gereksinimleri vardır.

Akvaryum bakiminin belkide en önemli kismi, aralikli su degisimi yapmaktir. Herkes kendi keyfine ve deneyimine dayanarak ortaya çesitli yüzdeler atiyor. Bende herkesten geri kalirmiyim hiç! Sahsen haftada yüzde 10 su degisimini tavsiye ederim. Eger her hafta su degistirmek istemiyorsaniz, her iki haftada bir yüzde 20 su degisimi, üç haftada bir yüzde 35 uygundur. Yüzde 10 gibi az miktarda su degistirdiginizde akvaryuma eklediginiz suyu direk olarak musluktan koyabilirsiniz. Birtek dikkat etmeniz gereken suyu akvaryuma eklerken direk olarak yeni suyu akvaryumdaki baliklarin üzerine dökmemeniz. Yüzde 20 ve üzeri su degisimi yapiyorsaniz, hiç degilse ekliyeceginiz suyun yarisinin iki gün dinlenmis olmasi gerekir. Yani suyu bir kovanin içinde iki gün bekletin, böylece sudaki klor uçup gider.

Filtre bakimida akvaryumunuzun sagligi açisindan önemlidir. Genelde her iki üç su degisiminde bir filtrenin içindeki malzemenin temizlenmesinde yarar vardir. Filtrenin içindeki sünger, yün, plastik ve seramik parçalarini akvaryumunuzdan çikardiginiz su ile çalkalayin. Piril piril olmasina gerek yok, zaten amaciniz fazla birikmis pislikleri buradan temizlemek ama ayni zamanda suyun temizligini yapan iyi bakterileri zedelememek. Iste bu nedenle hiçbir zaman filtrelerinizi musluk altinda temizlemeyin, öyle yaptiginiz halde filtreniz bir iki hafta iyi bakteriler filtrenin içine yerlesene kadar akvaryum suyunu temizleyemez.

Arada bir çürümüs bitki yapraklari görürseniz bunlari makas ile keserek akvaryumdan çikarin. Bu ayni zamanda ölen baliklar içinde geçerli. Eger bir baliginiz olurse görür görmez akvaryumunuzdan çikarin, böylece suyun kirlenmesini önlemis olursunuz.

BALIK SECIMI

Akvaryumcularda yüzlerce çesit baliklar olmasina ragmen yeni basliyanlar için burada birkaç cins tavsiye edecegim. Diyelim akvaryumunuzu kurdunuz ve bir hafta kadar akvaryumun dinlenmesi için bekliyorsunuz, bu zaman istediginiz baliklar hakkinda arastirma yapip, istediginiz baliklarin bir listesini yapmaniz için ideal bir süredir. Bu listeyi diger akvaryumu olan arkadaslarinizin ve bunun gibi yazilardaki tavsiyelere göre yaparsaniz, hayal kirikligina ugramazsiniz.

Yeni basliyanlar için en uygun balik guruplari Cyprinidler (Danio, Rasbora, Barb cesitleri), çöpçü baliklari ve canli doguranlardir. Butun cyprinidlerin ve çöpçülerin sürü baliklari olduklarini göz önüne almanizda yarar var. Hem bu baliklar 6 civari sürüler halinde daha rahat ve dogal hareket edecek hemde akvaryumunuz daha güzel görünecektir. Bu sahsi görüsüm bence dört bes cinsin küçük sürülerinin bulundugu bir akvaryum, ikiser taneden 10, 15 cinsin bulundugu bir akvaryumdan çok daha güzel ve ilginç gözükür, ve baliklar daha rahat ve saglikli olur.

Örnek vermek gerekirse tipik Cyprinidlerin arasinda Zebra Danio (Brachydanio rerio), Inci Danio (Brachydanio albolineatus), Leopar Danio (Brachydanio frankei), çesitli Rasboralar (Rasbora heteromorpha, Rasbora trilineata), Tetrazon (Capoeta veya Barbus tetrazona) (fakat dikkat bu balik en az 8 taneli sürüler halinde alinmalidir, aksi takdirde diger baliklari rahatsiz eder) ve diger Puntius, Barbus ve Copoeta çesitleri.

Çöpçüler (Corydoras cinsleri) ilk akvaryum için dayanikli baliklardir.

Diger iki guruptan sonra tavsiye edebilecegim baliklar canli doguranlar diye adlandirdigimiz türlerdir. Bu baliklara ‘Canli Doguranlar’ denilmesinin nedeni, diger bütün baliklarin aksine yumurtalarinin anne karninda döllenmesi ve yavrularin yumurtadan annenin karninin içinde çikmasidir. Genelde bu baliklarin herkes tarafindan yeni basliyanlar için ideal olduklari soylense bile (buna bende dahilim) bazi problemler olabilir. Canli doguranlar ucuz, çok renkli olduklarindan genelde ilk basliyanlara en çok satilan baliklardandir, fakat seneler boyu süren yogun üretim sonucu malesef günümüzde canli doguranlar eskiden oldugu gibi çok dayanikli ve uzun ömürlü degillerdir. Yinede Lepistes (Poecilia reticulata) ve Plati (Xiphophorus maculatus ve Xiphophorus variatus) iyi ilk seçimdir. Kiliçkuyruk (Xiphophorus helleri) genelde erkekler arasi kavgalardan dolayi ya tek erkek yada üçten fazla erkek olarak akvaryumda beslenmelidir. Sahsen Moli’leri (Poecilia sphenops) biraz hassas buluyor ve yeni baslayanlarin bu cinsten almadan önce en az 6 ay tecrübeniz olmasinda yarar görüyorum.

DIKKAT!

Su ile elektirigin ne kadar tehlikeli bir kombinasyon oldugunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden lütfen akvaryumunuzun içine elinizi sokmaniz gerektiginde, bütün akvaryumun içindeki elektirikli aletlerin (isitici, filtre gibi) fisini çekiniz.

Wing Tsun Tarihi

Wing Tsun savunma sanatı yaklaşık 300 yıl kadar önce Çin'de bir Shaolin manastırında savunma sanatlarında zamanının büyük ustalarından biri olan Ng Mui adlı bir rahibe tarafından o zamanki dövüş sanatlarının zayıf yönlerini kullanarak geliştirilmiş bir sistemdir.Ng Mui bir kadın olduğu için güçlü rakiplerine karşı direnç göstermeden, rakibinin gücünden istifade etmeyi kendisine prerısip edinmiş ve zayıfın güçlüye karşı şansı olarak tanımlanan yeni bir savunma sanatının temellerini atmıştır. Böylece kendisinden daha güçlü rakiplere karşı refleksferle hareket eden ve rakibi ile bütünleşerek rakibinin gücü ile onu etkisiz hale getirmeyi sağlayan pratik bir savunma sanatı geliştirilmiş oldu Karate sporunun olgunlaşarak daha sistematik bir hale getirifmesi ve Wing Tsun savunma sanatının olgunlaşması birbirine yakın tarihlerde olmuştur.
Çin'in Mançurya tarafından işgale uğradığı yıllarda (1662-1722) Mançurya sınırına yakın ve işgal altındaki Honan şehrindeki Mt. Sung isimli bir Siu Lam (Şaolin) manastırında savunma sanatları çok güç kazanmış, bu durum Mançu hükümetini endişeye sevk etmiş ve bu manastıra bir ordu gönderilmiştir. Bu dönemde Çin Mançurya tarafından işgal altında ve Çin'i Mançu hükümeti yönetiyordu. Ancak Mançu ordusu bu manastıra girmeyi başaramamıştır. Fakat; bunun üzerine bir plan hazırlanarak Chan Man Wai adında Mançurya hükümetine iyi görünmek isteyen bir adamlarını görevlendirerek bir kısım diğer elemanları da ihanet etmeye ikna ettiler ve ikinci kez manastır kuşatılınca içeriden yürütülen entrika sonucunda hainler manastırı ateşe vermiş ve bu sayede Mançu askerleri savaşı kazanmışlardır.
Budist rahibesi Ng Mui, rahip Chi Shin. rahip Pak Me. usta Fung To Tak ve usta Mui Hin olmak üzere toplam beş büyük dövüş ustası saldırıdan kaçmayı başarmıştır. Ng Mui kaçarak, eteklerinde küçük bir kasaba bulunan bir dağa sığınmış ve izini kaybettirmiştir. Ng Mui kasabada Yim Wing Tsun (Yim Wing Chun) isirnli genç ve güzet bir kızla tanışır ve arkadaş olur. Yim Wing Tsıın 15 yaşında güzel bir kız idi ve babası Yim Yee ile birlikte birlikte bir dükkarı işletiyordu. Ng Mui sürekli bu dükkana gelerek alış veriş yapardı. Ancak,kasabanın kabadayısı olarak bilinen bir zorba YO, Wing Tsun'u rahatsız etmekte ve onu evlenmeye zorlamaktadır. Baba Yim Yee zaten hükümetle başı dertte olan, saklanan bir kaçaktır ve adam öldürdüğü iddiasıyla aranmaktadır. Yim Wing Tsun'u rahatsız eden kasabanın kabadayısı bu durumu da koz olarak kullanmaktadır. Wing Tsun ve babası çok zor durumda kalır. Durumu öğrenen Ng Mui arkadaşı Yim Wing Tsun'a yardım etmeye karar verir ve kendisini koruyabilmesi için yeni geliştirilerı ve `zayıfın güçlüye karşı şansı ' olarak tanımlanan bu sisterni orıa öğretmeye karar verir.
Bunun üzerine Wing Tsun rahibe Ng Mui ile dağa çıkar ve savunrna tekniğinde ustalaşıp, öğrenimirıi tamamlayana kadar burada kalır. Rivayete göre dağda üç yıl kadar kalmış ve rahibe Ng Mui'nin o zamanki yeni geliştirilen tekniğirıi tam olarak öğrenmiştir. Wing Tsun teknik olarak hazır hale gelirıce kasabaya döner ve kendisini rahatsız eden zorbaya meydan okuyarak karşı gelir ve onu dövüşe davet eder. Mücadele sonurıda Wing Tsun galip gelerek böylece rahatsız edilırıekten kurtulur ve zorba adam kasabayı terk eder.
Bundan sonra Ng Mui de izinin bulunduığu gerekçesiyle kasabayı terkeder ve ayrılmadan önce Wing Tsun'a tam manası ile Kung fu geleneklerini öğreterek onu onurlandırdı ve evliliğinden sonra da savunma sanatını geliştirmesini ve Mançu askerleriııe karşı direnenlere yardımcı olmasını istedi. Wing Tsun kendisirıderı çok güçlü erkeklere karşı bile çok narin ve estetik hareketlerle üstünlük sağlaması ile ün saldı. Evlendikten sonra Wing Tsun bu yeni sanatı kocası Leurıg Bok Chau' ya öğretti. Sistem ondan Leung Lan Kwai ve ondan da Wong Wah Bo' ya geçti. Wong Wah Çin'de Red Junk diye bilirıen bir kulüpte üye idi ve burada Leung Yee Tei ile birlikte çalışıyordu Bundan sonra Siu Lam manastırının işgali sırasında kaçmayı başarabilen beş kişiden biri olan ve Red Junk'ta kendisini aşçı olarak tanıtarak saklanan Chi Shin büyük bir sopa ustası idi ve kendisinin altı tam ve bir yarım uzun sopa tekniğini Leung Yee Tei' ye öğretti. Wong ile Leung Yee Tei'nin arası çok iyi idi ve ikisi tekniklerini birleştirerek geliştirdiler. Böylece WT sistemine bu altı buçuk uzun sopa tekniği dahil edilmiş ve savunma sanatlarında çok meşhur olan bu altıbuçuk sopa tekniği günümüze kadar eldeıı ele öğretilmiş oldu.Leung Jan, WT nin gizemli ve ince sırlarını kavrayarak idrak etti ve bu sistemde en üst seviyede ustalık kazandı. Birçok kung fu ustası gelerek ona meydan okudular ancak, hepsi de yenildiler. Leung Jan çok on kazanmıştı ve savunma sanatlarında yeni biı boyut ve yeni bir sistem doğmuş oldu ve bu sisteme Yim Wing Tsun'un anısına WING-TSUN adı verildi.
Leung Jan daha sonra WT yi Chan Wah Shan'a öğretti ve Chan Wah da Yip Man, Ng Siu Lo, Ng Chung So. Chan Yu Min ve Lui Yu Jai'yı yetiştirdi.1960 lı yıllara doğru Çin'de bir dedektif olan ve Wing Tsurı sisteminin en büyük üstadı olarak kabul edilen efsanevi usta Yip Man Kızıl Çin'den kaçarak Honkong'a yerleşti. Dövüş sanatlarında efsaneleşen ve mükemmel tekniği ile dövüş dünyasını büyüleyen Yip Man Honkong'ta WT öğretmeye başladı.
Zaman içerisinde Yip Man'ın öğrencileri arasında WT tekniğinin yorumlanmasında ihtilaflar doğmuştur.Öğrencilerinden her bin bir ekol haline geldi ve bu sistemi başta Wing Tsun olmak üzere Wing Chun, Wing Chung, Ving Tsun, Ving Chun vs.gibi isimler altında öğretmeye başladılar.

Kaynak: Türkiye Wing Tsun

Kağıt Uçak Nasıl Yapılır? En Yeni En iyi Kağıt Uçak Modeli

Kağıt uçak yapımında en yeni ve en iyi yöntem olarak kabul edilen bu yöntemin en büyük avantajları havada daha uzun süre dengeli bir şekilde kalabilmesidir. Ayrıca kuyruk ve kanatlarının süslenebilir olması da yaptığınız uçağa ayrı bir renk katacaktır.

Uçağın Yapımını Fotoğraflar ile Anlatalım;









1) önce bir adet A4 kağıt alırız.
2) Bir köşesi tam üst üste gelecek şekilde katlanır.
3) Katladığımız köşeyi parmağımızla bastırarak sıkılaştırırz.









4) Kağıdı açarız.
5) Kağıdı bu sefer diğer köşeden katlarız.
6) Gene parmağımızla bastırarak sıkılaştırırz.









7) Kağıdımızı açınca bu şekilde olacak.
8) İki kenardan içe doğru bükeceğiz.
9) Büktüğümüz kenarları gene parmağımızla bastırarak sıkılaştırırız.









10) Büktüğümüz parçanın önce bir alt ucundan tutup yukarı doğru kıvırırız.
11) Kıvırdığımız parçayı parmağımızla sıkılaştırırırız.
12) Diğer kenarı da aynı şekilde kıvırıp sıkılaştırırız.









13) Kıvırdığımız ve sıkılaştırdığımız uçlardan birinin üst ucunu aşağıya doğru düz bir şekilde kıvırırız.
14) Kıvırdığımız kenarı sıkılaştırırız.
15) Şimdi de diğer kenarı aynı şekilde kıvırıp sıkılaştırırız.









16) Kıvırdığımız parçalardan birini yan tarafından tutup şekilde ki gibi kıvırırız.
17) Kıvırdığımız parçayı sıkılaştırırız.
18) Diğer kenarı da aynı işlemle kıvırıp sıkılaştırıp şekilde ki görünüme getiririz.









19) Parçaları katladığımızdaki görüntüsü.
20) Kağıdı ters çevirip şekildeki gibi katlayalım.
21) Ve uçağımızın düz görüntüsü









22) Kağıdın en alt kısmını katlıyoruz.
23) Islatıyoruz.
24) Ve kesiyoruz. Kestiğimiz parçayı atmayın. Dikkatli keselim çünkü o uçağın kuyruğu.









25) Kuyruk için kestiğim parçayı ikiye katlıyoruz.
26) Uç kısmını şekilde ki kesip şekilllendiriyoruz.
27) Uçağımızın gövdesini ikiye katlıyoruz.









28) Gövdeyi ikiye katladıktan sonra ortaya yakın bölgeden kanat kısımlarını katlıyoruz.
29) Kanatları kıvırdıktan sonra gövdenin görünüşü bu olmalı.
30) Kanatları kıvırdıktan sonra üstten görünüşü.









31) Kanatların ucunu yukarıya doğru küçük bir parça kıvırıyoruz.
32) Kuyruğu uçağımıza alttan takıyoruz. Gövdedeki parçanın içine girmesi lazım. sağlam olması için.
33) Uçağımızın üstten görünüşü.









34) Uçağımızın ön kısmıındaki parçaları aşağıya doğru katlayarak uçağımızı bitiriyoruz.
35) Evet. Uçağımız artık hazır.

İyi Eğlenceler