Trafik Saçmalıkları - 1 (video içerir)

Trafik de her gün yaşadığımız bir çok saçma hareketin içinde en akıl dışı, düşüncesizlik içinde yapılan hareketleri sizlerle paylaşmak istedim. Belki birileri okur, belki anlamadan yaptığı hareketin nasıl yorumlandığını okuyarak bir nebze olsun hareketlerinde düzeltmeye gider.

Bu saçmalıklardan biri, trafik ışıklarında kırmızı yandığında duranlarla ilgili. Kırmızı ışıkta durmak saçmalık mı demeyin, tabi ki kırmızı da duracağız. Burada bahsedeceğim saçmalık, kırmızı ışıkta trafik ışığının 20cm ilerisinde duran ve ışığın yeşile döndüğünü göremediği için beklemeye devam edenler. Yahu madem duracaksın, durman gereken yer olan ışığın arkasında dur. Yayaların geçişini de engelleme, yeşil ışık yandığında bekleyerek arkandaki trafiği de baltalama.

Yapılan bu hareketin trafiği 3-5 sn. bekletmesini veya karşından karşıya geçen yayaların yarım metre ileriden geçmelerini çok önemli görmeyen arkadaşlar şunu kaçırıyorsunuz; bu bir düşüncesizlik, kendinden başkalarını umursamama, ve kurallara uymayarak toplum düzenini aksatmaktadır. Evet bu hareketler bir cezai işleme  tabi değildir, olmayacak kadar da küçüktür belki ama genel olarak daha disiplinli ve daha düzgün hareket etmek bu kadar zor mu, sadece bunu düşünmek yeterli bence.

Bu düşüncesiz , saygısız veya kural tanımayan insanlara yönelik hazırlanmış video da buradaymış, buyrun ;


Futbol Oyunları Hatıralarımız - Fifa vs. PES

Bilgisayarda futbol oyunu olarak ilk olarak Fifa 96 ile tanışmıştım. Atari oyunlarından farkı klavyede oynanmasıydı o zamanlar, bir de futbolcuları çaprazdan 3boyutlu görmemizdi. Atari oyunlarından bi görüntüyle eskileri anmak istedim. Hatırlayanlar vardır eminim.
ea sportsFifa 96 oynadığımız dönemleri hatırlamak için de bu fotoyu seçtim. O zamanlarda bilgisayara takılan gamepadlerimiz yoktu klavyeden iki kişi oynamak için klavyenin iki ayrı ucunda kendimize göre tuşlar seçmiştik. Görüntüler şuan ne kadar kare kare görünse de o zaman oynarken epey eğlenmiştik.
 
ea sportsOyunu daha üç boyutlu ve görsel olarak oynayabildiğimiz zaman 1998 senesiydi. Fifa 98'i de büyük bir zevkle oynamıştık. Ardından bir kaç sene daha EA Sports ürünleri almıştık fakat oyun içerisinde hile yazılarak topun stadyum kadar büyüdüğü ve sahaya uzaylıların indiği versiyonlarını gördükten sonra bu seriden epey soğumuştum.

Playstation platformunda tanıştığım Winning Eleven ve ardından gelen ve PC lerde de uzun yıllar oynadığımız Pro Evoluation Soccer yani PES. Oyun motorundaki farklılıklar, çalım ve şut atmada ki estetik görünümleri ile uzun yıllar kendisine sadık bir kullanıcı kitlesi oluşturmuştu. Ama bir kaç yıldır deneyimlediğimiz durum şudur ki PES de duraklama dönemine girmiş ve ciddi bir atılım bekliyoruz.
Zaman ilerledikçe Fifa yeniledi kendini, özellikle de Playstation platformundan gelen ciddi rakipleri gördükten ve hatta bir süreliğine de olsa futbol oyunu sektöründeki liderliğini kaybetmesinden sonra daha ciddi atılımlar içine girdi. Oyun motorunda yaptığı köklü değişikliklerle ben burdayım ve liderim dedi. Tabi ki bu sektörde liderliği korumak için her yıl yeni özellikler ekleyerek devam etmeli bütün oyun üreticileri. EA sports Fifa serisinde bir kaç senedir düzenli gelişim göstermekte ve gittikçe oyun daha eğlenceli daha zengin bir hal almakta.

feel the game

"Web siteniz olsun" reklamları ve Hosting hizmetleri

Özellikle yeni Türk Ticaret Yasasında şirketlerin web sitesi sahibi olması hususuna değinildiğinden beri, bir çok web sitesinde sıkça karşılaştığımız "Sizin bir web siteniz yok mu?" , "10 dakikada hızlı web site" , "Artık web sitenizin olması çok kolay" , "100tl ye web sitesi" gibi saçma sapan sloganlarla avlanmaya çalışan kişileri görüyorum. Bir çoğunun sitesine girip baktığınızda herhangi bir şirket bilgisine bile rastlanmaz çünkü çoğu "freelance" çalışan ve "web'den anlayan" gençlerdir.

Gençlerin yeni piyasa dinamiklerine göre "freelance" çalışmaları yanlış, hayır tam aksine çok güzel bir şey. Fakat burda yanlış olan şey reklamlardaki kandırmacaların, yaptıkları iş kadar amatör olmamasında. Bir çoğu hazır temalar kullanılarak ve hiçbir düzeltme değiştirme işlemi yapılmadan yapılacak sitelerdir. Neden mi? Çünkü emek harcanarak yapılacak site 10 dakikada bitmez. Bırakın web sitesini bu kadar sürede yapmayı, web sitesinin altyapısının başlangıcı olan Domain ve Hosting i ayarlamak bile bu süre içerisinde imkansızdır. Ve bir imkansız olan kısım da fiyatların bu seviyelerde olmasıdır.

Kabaca fiyatlardan bahsetmek gerekirse Web site ismi (Domain) ücretleri ortalama 10$ civarında, hosting ise yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı olmak üzere ciddi değişkenlikler göstermekle birlikte ortalama 50-150 tl arasında. Bunlar en temelde bir web sitesi için gerekli olan işlemler ve verilmesi gereken ücretlerdir.

Gelelim bizim "freelance" çalışan gençlere, veya bunu şirket bünyesinde yapan kişilere. Bunların belirttiği fiyatlarda bu işler olmaz mı, dediğim gibi en düşük seviyelerde bir hosting ve hiç çaba harcanmadan "sürümden kazanma" gibi saçma bir mantıkla çalışırsa yapılır mı yapılır da, yaptırırsanız nelerle karşılaşabileceğinize ait birkaç örnek vermek istiyorum.

Sıkıntı 1: domain'in alındığı şirkete göre değişkenlik gösteren anlaşmalar olabiliyor. Kurumsal köklü firmalarda fiyatlar sabit veya orantılı zamlarla ilerlerken, bazı şirketlerin politikaları müşteriyi önce kendi bünyesine çekmek ve sonradan para kazanmak oluyor. İlk sene için sizden domain parası 0.99$ alan bu şirket, sizin hiç okumadığınız sözleşme ile, ilk yılın bitiminden itibaren domain uzatma bedeli olarak sizden 20-30$ istiyor. Siz bu faturayla karşılaştığınızda malesef "freelance" arkadaşın size vereceği cevap "domain hizmeti alınan şirketle alakalı bir durum, yapabileceğim birşey yok" olur, bu da en kibar haliyle!

Sıkıntı 2: hosting sağlayıcınız özelliklerini bilmezseniz her ay başınız ağırabilir. Sebebi de aylık trafik miktarı sınırlamasıdır (yurtdışında "monthly bandwidth" olarak geçer). Bunun size ne kadar olduğunu muhtemelen söylemezler, bunun Türkiyede genel itibarıyla bir kaç GB ile sınırlıdır. Web sitenizin içeriğinin genişliği ve aylık veya anlık trafik miktarınız ile alakalı olarak harcayacağınız bu sınırlama web sitenizin hostingi üzerinden kullandığınız mail adresinizin kotasıyla, mail alıp verme yoğunluğunuzla da dolmaktadır. Peki aylık trafik limitini dolarsa ne olur? İki seçenek vardır, birincisi web sitenizin ve mailinizin tafik akışı durur yani siteniz ay sonuna kadar kapalı kalır, ikinci seçenek ise bazı hosting firmalarının uyguladığı yöntem olan limiti aştığınızdan sonraki kullanım miktarı için sizden ekstra ücret talep ederler. Bu sıkıntı ile "freelance" arkadaşa ulaştığınızda da alacağınız cevap pek farklı olmayacaktır.

Bu gibi sıkıntılar yaşamamak için, ya güvendiğiniz bir "freelance" web tasarımcısı ile çalışmanız, ya da kendilerini kurumsal göstermekten öte gerçekten kurumsal olarak senelerdir piyasada varolan ciddi şirketlerle çalışmanızdır.